20 Eylül 2009 Pazar

YAYINLANMIŞ BİLGİ VE BELGELERE GÖRE ERMENİ OLAYLARI KRONOLOJİSİ / 2008 / 10

06 OCAK 2008 - Halaçoğlu: Ermeniler 410 bin insanı katletti.
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, ''Tehcir denilen dönemden önce Ermeniler tarafından 122 bin, tehcirden sonra ise 410 bin insan katledildi'' dedi.
Halaçoğlu, Sarıkamış'ta 93 yıl önce şehit olan askerler anısına düzenlenen etkinlikler kapsamında, Toprak Otel'de ''Birinci Dünya Savaşı ve Sarıkamış'' konulu konferans verdi.
Birinci Dünya Savaşı'nda milyonlarca insanın hayatını kaybettiğini belirten Halaçoğlu, Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nden 4 sene içinde revire giden asker sayısının 3 milyon 57 bin olduğunu, bunların salgın hastalıklardan dolayı hastaneye gittiklerini belirtti. Savaşta ölenlerin birçoğunun hastalıklar nedeniyle hayatını kaybettiğini ifade eden Halaçoğlu, şunları söyledi:
''Bundan sonra Kafkasya'da yıkım oldu. 2.5 milyon insan göç etmek zorunda kaldı. Daha sonraki yıllarda Ermenilerin tehcir edildiğini söyleyenlerin, 1.5 milyon Ermeni'nin nereye gittiğini soranların, aslında 2.5 milyon insanın Kafkasya'dan nasıl sökülüp atıldığını sormamaları enteresandır.
1914'te Erivan'ın yüzde 80'i Müslüman nüfustu. Buradan ve Tiflis'ten sürülenlerin sayısı 1 milyon 300 bini buldu. Bunların sadece 701 bini Anadolu'ya geldi. Geri kalanlar yollarda kırıldı.''
-NÜFUS DEĞİŞİMİ...-
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda nüfusunun 13 milyon olduğunu ifade eden Halaçoğlu, bu nüfusun 5.5 milyonunu Kafkasya ve Balkanlardan gelenlerin oluşturduğunu belirtti.
Bunun dünya tarihindeki en büyük nüfus değişimi olduğunu, ancak dünyanın buna sessiz kaldığını ifade eden Halaçoğlu, Birinci Dünya Savaşı'nda dört cephede mücadele eden Osmanlı'ya karşı Ermenilerin silahlı mücadele başlattığını kaydetti. Halaçoğlu, şöyle devam etti:
''İlk olarak Çatak'ta isyanda bulunuldu. Daha sonra ise Van'da isyanlar başladı. Van'ın Ermenilerin eline geçmesi sırasında 100 bin, Kars'ın işgalinde 20 bin Müslüman katledildi. Benim en çok hayretler içinde kaldığım konu, mücadele edilen topraklar Osmanlı toprağı, saldıranlar ise İngiltere, Rusya ve Fransa olmasıdır. Hem bizim topraklarımıza saldırıp, bizi müdafaa zorunda bırakıyorlar hem de Ermenilere soykırımda bulunduğumuzu öne sürüyorlar.''
Kars, Iğdır, Bitlis, Muş, Van ve Erzurum'da Ermeni komitelerince insanların katledildiğini anlatan Halaçoğlu, ''Kars'ın Subatan ve Derecik ilçelerinde toplu mezarlar açıldı. Iğdır'da tam 21 köyde Ermeniler tarafından katliam yapıldı. Tehcir denilen dönemden önce Ermeni komiteleri tarafından 122 bin insan katledildi'' dedi.
Tehcirden sonra ise katledilen insan sayısının 410 bin olduğunu aktaran Halaçoğlu, ''Öldürülen Müslümanlara ne ad verilecek? Bunu batı dünyası ve sözde soykırım iddialarını kabul eden parlamentoların düşünmesi gerekir'' diye konuştu.
-''MİLLETLERİN HAFIZASI TARİHTİR''-
Tarihin sadece geçmiş olayları anlatmadığını aynı zamanda milletlerin hafızası olduğunu ifade eden Halaçoğlu, ''Milletlerin hafızası tarihtir. Türkiye talihsiz bir millet gibi algılanmaktadır'' dedi.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde Anadolu'da yaşayan pek çok uygarlığın izlerinin yer aldığını anımsatan Halaçoğlu, ''Türkiye Cumhuriyeti de Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde yer almak istemiyorsa her şeyden önce çağın en önemli hedefi olan bilgi çağına ulaşmalıdır'' diye konuştu.
Konuşmaların ardından, toplantıya katılan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve Halaçoğlu'na birer teşekkür plaketi verildi.
Kafkas Üniversitesi Korosu, Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu ile sanatçılar Özhan Eren ve Musa Eroğlu da konser verdi.
Prof. Dr. Halaçoğlu, "Ermeni Soykırımı İddiasındakilerin Türklerin Katledilmesine Sessiz Kalması Enteresandır"
Sarıkamış Şehitleri anma törenlerine katılan Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, 1. Dünya Savaşı sırasında hem Kafkasya'da hem de Balkanlarda milyonlarca Türkün göçe zorlandığını ve bunların da birçoğunun hayatını kaybettiğini ifade ederek, "Fakat enteresandır ki, böyle bir pozisyonda dünya buna sessiz kalmaktadır." dedi.
Sarıkamış Allahuekber Dağı Şehitleri'nin 93’üncü anma yıldönümü programına katılan TTK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, 'Birinci Dünya Savaşı ve Sarıkamış' adlı bir söyleşi yaptı. Söyleşiye, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Kars Valisi Mehmet Ufuk Erden, AK Parti Kars milletvekilleri Zeki Karabayır, Mahmut Esat Güven, Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu, Sarıkamış 9. Motorlu Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Ferit Güler, Kaymakam Rahmi Köse, Belediye Başkanı İlhan Özbilen ve davetliler katıldı. "Sarıkamış'taki 60 bin kayıp, hangi ölçüde değerlendirilebilir gibi bir soru sorulabilir" diyen Halaçoğlu, Sarıkamış'ın tıpkı Çanakkale gibi çok özel bir yere sahip olduğunu vurguladı. Çanakkale'yi Osmanlı Devletinin, Türklerin ölüm kalım mücadelesi verdiği bir savaş olarak tanımlayan Halaçoğlu, "Ve gerçekten o küçücük alanda verilen mücadele belki dünya savaş tarihinde pek rastlanmayan bir mücadeledir. Dengesiz bir şekilde karşılıklı olarak silahın yer aldığı bir savaştır. Sarıkamış'ta ise aslında çok büyük ideallerle bir savaşa çıkılmıştır. Çünkü 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşından sonra Evliye-i Selase denilen Kars, Ardahan ve Batum'un Ruslara terk edilmesiyle birlikte Osmanlı, çok önemli stratejik bölgesini kaybetmiştir. Kaldı ki, bu coğrafyanın kaybedilmesi Osmanlı Devleti ile Kafkasya arasındaki irtibatı da koparmıştır. Azerbaycan başta olmak üzere Kafkasya çok büyük yıkımlara neden olmuştur. Nitekim Kafkasya'dan Anadolu'ya göç edenlerin sayısı 2,5 milyondur." diye konuştu.
ERİVAN'IN YÜZDE 80'İ MÜSLÜMANDI
1915 yılında Ermenilerin tehcir edildiğini söyleyenlerin, 1,5 milyon Ermeni'nin nereye gittiğini soranların ve bunlara soykırım yapıldığını iddia edenlerin aslında 93 Harbi'nde sadece 2,5 milyon insanın Kafkasya'dan nasıl sökülüp atıldığını dile getirmemelerinin enteresan olduğunu kaydeden Halaçoğlu, şunları söyledi: "Kaldı ki sadece o dönemde değil, 1914'te 1’inci Dünya Savaşı'nın başladığı dönemde, Osmanlıların Revan adını verdiği ve bugünkü Erivan dediğimiz Ermenistan'ın başkentinin nüfusunun yüzde 80-85'i Müslüman idi. Bunlar başta olmak üzere Tiflis ve bu bölgeden sürgün edilenlerin sayısı 1 milyon 300 bindir. Ve bunun ancak 701 bini Anadolu'ya gelmiştir. Diğerleri yollarda hastalıktan, eşkıya saldırılarından ve diğer sebeplerden kırılmıştır. Şimdi sadece Kafkasya'dan gelen insanların sayısını dikkate aldığınızda ve buna bir de Balkanlardan gelen göçmenleri eklediğinizde yaklaşık 5 milyon insan yerini terk etmiştir. Bunlardan 1,5 milyon insan hayatını yollarda kaybetmiştir. Dolayısıyla 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda ülkenin nüfusu 13 milyondur ve bunun 5,5 milyonu Kafkasya ve Balkanlardan gelen göçmenlerdir. Bunu dünya tarihinde nüfusun demografik tarihi olarak alırsak nüfusun en büyük yer değiştirme savaşları olarak değerlendirilebilir. Fakat enteresandır ki, böyle bir pozisyonda dünya buna sessiz kalmaktadır." Halaçoğlu, Kars, Iğdır, Bitlis, Muş, Van ve Erzurum'da Ermeni komitelerince insanların katledildiğini aktararak, Kars'ın Subatan ve Derecik köylerinde toplu mezarların açıldığını ve Iğdır'da tam 21 köyde Ermeniler tarafından katliam yapıldığını söyledi."
Tehcirden sonra ise katledilen insan sayısının 410 bin olduğunu dile getiren Halaçoğlu, "Öldürülen Müslümanlara ne ad verilecek? Bunu batı dünyası ve sözde soykırım iddialarını kabul eden parlamentoların düşünmesi gerekir." ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından, toplantıya katılan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve Halaçoğlu'na birer teşekkür plaketi verildi. Kafkas Üniversitesi Korosu, Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu ile sanatçılar Özhan Eren ve Musa Eroğlu da konser verdi.

14 OCAK 2008 - Hrant Dink türkülerle anıldı.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, Bakırköy'deki evinin önünde türklülerle anıldı.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin (ÖDP) düzenlediği etkinlikle anıldı. Bakırköy Yunus Emre Kültür Merkezi'nde "Hrant'ı Anlamak" adı altında düzenlenen etkinlikte Hrant Dink'in eşi Rakel Dink duygu dolu anlar yaşandı.
ERMENİCE SARI GELİN
Ermenice söylenen "Sarı Gelin" türküsüyle başlayan programda, "Dostlar Korosu" da sahne aldı.
Anma etkinliğine, ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, Hrant Dink'in kardeşi Orhan Dink, ağabeyi Levent Dink, Hrant Dink'in çalışma arkadaşı gazeteci Aydın Engin de katıldı.

26 OCAK 2008 - Hillary de Ermeni oylarına göz kırptı
ABD’de, Demokrat Parti’nin en iddialı başkan adayı Senatör Hillary Clinton, başkan seçilmesi durumunda, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını resmen tanıyacağı sözünü verdi. Clinton’ın Ermeni kuruluşlarına gönderdiği bu açıklama, Demokrat Parti’deki en güçlü rakibi Senatör Barack Obama’nın aynı yöndeki duyurusundan birkaç gün sonra geldi. Başkan adayları arasında Ermeni tasarılarını en fazla destekleyen kişinin kendisi olduğunu kaydeden Clinton, halen Kongre’nin iki kanadı Temsilciler Meclisi ve Senato’da bekleyen tasarıların geçmesini desteklediğini de belirtti. Clinton, senatörlüğü döneminde Senato’ya sunulan Ermeni tasarılarını imzasıyla desteklemiş, ancak geçen ekimde Boston Globe gazetesinin yöneticileriyle yaptığı bir görüşmede, Temsilciler Meclisindeki son tasarının geçmesi ihtimaline ilişkin kaygısını dile getirerek Ermenilerin tepkisini toplamıştı.
KOCASI ENGELLEMİŞTİ
Hillary Clinton’ın eşi eski Başkan Bill Clinton ise görevde olduğu Ekim 2000’deki son dakika müdahalesiyle, bir Ermeni tasarısının Temsilciler Meclisi’nden geçmesini engellemişti. Hillary’nin rakibi Obama da, başkan seçildiği takdirde Ermeni iddialarını tanıyacağını söylemişti. Clinton ve Obama’nın son açıklamaları, Ermenilerin güçlü olduğu yerler dâhil toplam 24 eyalette 05 Şubat ve öncesinde yapılacak başkanlık ön seçimleri yaklaşırken geldi.

28 OCAK 2008 - Kanada’da sözde Ermeni soykırımı dersi
Kanada’nın en büyük şehri Toronto’da 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını da içeren “tarihte ve günümüzde soykırım” dersinin liselerde seçmeli olarak müfredata alınması tepki yarattı. Toronto ve bölgedeki Türk sivil toplum örgütleri, Toronto Halk Okulları yönetiminin kararını protesto etti. Karara karşı imza kampanyası başlatan Türk toplumuna, Müslüman ülkelerin örgütleri de destek veriyor. Sivil toplum örgütlerinin oluşturdukları Birlik Grubu adına yapılan açıklamada, dersin Türk ve Müslüman öğrencilerin can güvenliğini tehlikeye atacağı belirtilerek, karardan vazgeçilmesi istenildi. İnternet üzerinde yapılan imza kampanyasında ise şu ana kadar 10 binin üzerinde imza toplandı. Türkiye’nin Ottava Büyükelçisi Aydemir Erman’ın da başta Kanada Başbakanı Stephen Harper olmak üzere federal ve eyalet düzeyinde yetkililere tepkisini ilettiği öğrenildi.

01 ŞUBAT 2008 – Ermenilerin adayı Obama
ABD’deki Ermeni lobisinin temsilcilerinden Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA), ABD başkanlık seçiminde, kısa süre önce 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarını destekleyen Demokrat Parti’nin başkan adaylarından Senatör Barack Obama’yı destekleyeceğini açıkladı. ANCA Başkanı Ken Hachikian, “ANCA, ABD başkan adaylığı için Obama’yı onaylamaktan gururludur’’ dedi. Illinois Senatörü Obama’nın, başkan adayı olarak Ermeni meselesinde yaptığı açıklamaları örnek gösteren Hachikian, “ABD Başkanı olduktan sonra da’’ Obama’nın, Ermeni görüşlerini desteklemesini beklediklerini kaydetti.
ANCA bir süre önce, Demokrat Partili başkan adayları Hillary Clinton ve Barack Obama’ya, 1915 olaylarıyla ilgili görüşlerine ilişkin bir soru-cevap metni göndermişti. Önce Obama, ondan 4 gün sonra ise Clinton, bu yıl kasım ayında ABD başkanı seçilmeleri durumunda, Ermeni iddialarını tanıyacakları sözü vermişti. Ancak Obama’nın 20 Ocak’ta ANCA’ya gönderdiği yanıtta kullandığı dil, daha net ve Ermeni iddialarına kuvvetle destek verir yöndeydi. Hachikian, “Biz, Demokrat adaylar arasında Senatör Obama’nın, Ermeni asıllı Amerikalı seçmenlerin görüşlerine değer veren ve bunları en iyi yansıtacak aday olduğuna inanıyoruz’’ ifadesini kullandı. ABD’de yaklaşık 1.5 milyon Ermeni asıllı Amerikalı yaşıyor. Bu grubun, özellikle California eyaletinde önemli bir oy gücü bulunuyor. Bu arada muhafazakâr New York Post gazetesi de desteğini liberal senatör Obamadan yana açıkladı.

02 ŞUBAT 2008 – Ermeni lobisi, MHP’li Aktan’ı konuşturmadı
ABD’deki Ermeni lobisi, MHP İstanbul Milletvekili, emekli Büyükelçi Gündüz Aktan’ın 1915 olaylarına ilişkin Indiana Üniversitesi’nde yapacağı konuşmayı iptal ettirdi. Utah Üniversitesi siyaset bilimi bölümünden Doç. Dr. Hakan Yavuz ve Indiana Üniversitesi’nden Prof. Kemal Sılay’ın düzenlediği 1915 Ermeni olaylarına ilişkin toplantının 5 Şubat Salı günü yapılması öngörülüyordu. Toplantı öncesinde, Uluslararası Soykırım Akademisyenleri Birliği tarafından üniversite yönetimine bir mektup gönderilerek, Aktan’ın programının uygulanmasının yanı sıra, Amerikan kamu televizyonu PBS’e Ermenilerin yaptırmış olduğu “Ermeni Soykırımı’’ adını taşıyan filmin de gösterilmesi talep edildi. ABD’deki üniversitelerden akademisyenlerin imzasının da yer aldığı mektupta Gündüz Aktan, “milliyetçi ve soykırım inkârcısı’’ olarak nitelendirildi. Ermeni asıllı Amerikalılardan gelen baskıların ardından, üniversite yetkilileri, programın düzenleyicilerinden, Gündüz Aktan’ın konuşmasının iptal edilmesini talep etti.

20 ŞUBAT 2008 - Ermeni seçimine hile ve dayak karıştı.
Ermenisatan, 1998’den beri görevde olan Robert Koçaryan’ın selefinin belirleneceği cumhurbaşkanlığı seçimi için sandığa gitti. 9 adayın yarıştığı seçime yüzde 69.25 oranında katılım gerçekleşti. Resmi olmayan sandık çıkışı verilere göre seçimin favori ismi olarak gösterilen iktidardaki Cumhuriyetçi Parti’nin lideri ve Başbakan Serj Sarkisyan oyların yüzde 57.1 ini alarak ilk turda Cumhurbaşkanlığını garantiledi. İngiliz Populus adlı kuruluşun sandık çıkışı yoklamalarına göre ise ülkenin ilk Cumhurbaşkanı Levon Ter Petrosyan, oyların yüzde 17.4’ünü aldı. Sarkisyan, iktidarı boyunca Türkiye ile ilişkileri normalleştirmek için adım atmayan Koçaryan’la aynı çizgide ve Petrosyan’ı Türk dostu olmakla suçluyor.
FAZLADAN OY ATTILAR.
Petrosyan oyunu kullandıktan sonra oy verme işlemleri sırasında usulsüzlüklerin olduğunu ileri sürerek, haklarını hukuki yollardan sonuna kadar arayacaklarını söyledi. Ter Petrosyan’ın sandık başındaki görevlileri de, polis tarafından dövüldüklerini iddia etti. Abovyon kentindeki sandık başı görevlisi Gurgen Yagyazaryan, görevli olduğu seçim merkezine alınmadığını, polise kimliğini ibraz etmesine karşın fiziki güç kullanılarak sandık başından uzaklaştırıldığını kaydetti. Seçimde oy verme işlemleri sırasında ciddi usulsüzlüklerin yapıldığını ve sandıklara Başbakan Serj Sarkisyan lehine fazladan oy pusulalarının atıldığını iddia eden Yagyazaryan, “Sandık başında görevli olmamıza rağmen terörist bir eyleme maruz kaldık” dedi. Petrosyan’ın sandık başındaki diğer görevlileri de polisin sert müdahalesiyle karşılaştıklarını ve görevlerini yapmalarının engellendiğini ileri sürdü.
Petrosyan’a göre devlet soyguncu.
Koçaryan seçim öncesinde Ter Petrosyan’ı eleştirerek, “Levon Ter Petrosyan’ın Azerbaycan sevgisi hastalık haline gelmiş, bu da birçok soru ve şüpheye yol açıyor. Pis kokular geliyor’’ demişti.
Petrosyan ise, “bu soyguncu devletten kurtulmak için seçimlerin önemli bir fırsat olduğunu’’ söylemişti. “Soyguncu devlet artık kaybetti ve halk kazandı’’ ifadesini kullanan Ter Petrosyan, Sarkisyan’a ‘’adaylıktan çekil’’ çağrısı yapmıştı. Ter Petrosyan, “Eğer yönetim oy sahtekârlığı yapmaya çalışırsa, 20 Şubat’tan itibaren zaferimiz iade edilinceye kadar miting yapacağız” diye konuşmuştu.
Batı usulsüzlüğe göz yumacak.
Siyasi gözlemcilere göre, büyük çaplı ekonomik ve sosyal sorunları bulunan Ermenistan’da seçmenin tercihi Ter Petrosyan’dan yana olmasına rağmen sonuçlar çeşitli usulsüzlüklerle bugünkü yönetimin lehine çıkacak ve Batı da bölgesel istikrar adına bu usulsüzlüklere göz yumacak. Sarkisyan’ın ilk turda yüzde 57.1 oranında kazanmasının ardından, özellikle Erivan’da muhalefet partilerinin geniş çaplı protesto gösterileri düzenlemesi bekleniyor.

01 MART 2008- Ermenistan'da olağanüstü hal ilan edildi.
Ermenistan'da son günlerde artan muhalefet gösterileri ve siyasi gerginlik nedeniyle olağanüstü hal ilan edildi.
Ermenistan Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada, olağanüstü hal kararının Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan tarafından imzalandığı belirtilerek, anayasal düzeni korumak amacıyla ilan edilen olanağanüstü halin 20 Mart'a kadar süreceği belirtildi.
Merkezi Erivan'da bulunan haber ajanslarından Mediamax, güvenlik güçlerinin Fransa'nın Erivan Büyükelçiliği yakınındaki göstericileri dağıtmaya başladığını duyururken, Noyan Tapan Ajansı da, “Gümrü'deki askeri birliklerde bulunan bazı tank birliklerinin Erivan'a sevkedildiğini, görgü tanıklarının ifadesine göre tankların kısa bir süre önce yola çıktığını” bildirdi.
Noyan Tapan'ın haberinde, Erivan'daki göstericilerin sayılarının 50 bine yakın olduğu, mitinge göz yaşartıcı gaz, basınçlı su panzerleriyle müdahale eden polisle göstericiler arasında çatışmalar çıktığı kaydedildi.

16 NİSAN 2008- Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan: Savaştan korkmuyoruz.
Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan, Azerbaycan ile olan gerginlik konusunda “Biz savaştan korkmuyoruz ama onu da arzulamıyoruz” dedi.
Sarkisyan, başkent Erivan'da Ermenistan'ın yeni Dışişleri Bakanı Eduard Nalbandyan'ın Ermeniler kendi kaderini tayin etme hakkını sonuna kadar savunacaklarını söyledi.
Dağlık Karabağ'ın herhangi bir yolla Azerbaycan'a bağlanmasının mümkün olmadığını bildiren Serj Sarkisyan “Biz Dağlık Karabağ probleminin barış yolu ile çözümlenmesi taraftarıyız. Savaştan korkmuyoruz ama onu da arzulamıyoruz” şeklinde konuştu.
Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de petrol geliri potansiyeli sonucunda yanlış bir tavır geliştiğini belirten Sarkisyan, “Biz anlamalı ve anlatmalıyız ki; paranın gücüyle devlet kurmak, silahlı kuvvetler yaratmak mümkün değil. Bakü petrol gelirleri ile bizden daha üstün iktisadi kalkınmayı başardı; ama askeri başarı kazanamayacak boş yere güveniyor. Ülkeyi sadece parayla savunup, galibiyet kazanılmaz” dedi.
Ermenistan Dışişleri Bakanlığı görevlilerinden yurtdışındaki Ermeni Diasporası ile daha sıkı ilişkiler kurmalarını isteyen Serj Sarkisyan, ‘Heritage' vakfı ve ‘Wall Street' Gazetesinde, Ermenistan'ın 28, Azerbaycan'ın ise 107'nci yerde bulunduğunu ve Ermeni ordusunun bölgenin en güçlü askeri kuvveti durumunda olduğunu söyledi.

23 NİSAN 2008- Soykırım değil tehcir vardı
ABD’li tarihçi Guenter Lewy, Ermeni soykırımı iddialarının asılsız olduğunu söyledi. Araştırmalarını İngiliz, Alman ve Amerikan arşivlerine dayandıran Lewy, Ermenilerin 1915 olaylarına ilişkin ‘soykırım’ iddialarının doğru olmadığı sonucuna vardığını söyledi.
İYİ BAKAMAMALARI NORMAL
1915 olaylarına ilişkin 2005 yılında yayımlanan kitabıyla ilgili New Jersey’deki Stevens Teknoloji Enstitüsü’nde konferans veren Lewy, 2005 yılında Ermeni soykırımı iddiaları ile ilgili yayımladığı kitabında soykırım tezini eleştirip tehcir tezini savunmuştu. Lewy, savaş dönemindeki ekonomik koşulların, olaylarda önemli bir etken olduğunun altını çizdi. O dönemde, Osmanlı ordusu askerlerinin yüzde 40’ının, salgın hastalıklar ve bakımsızlık yüzünden hayatını kaybettiğini anlatan Lewy, “kendi askerlerinin yiyecek ve giyecek ihtiyacını gerektiği gibi karşılayamayan bir yönetimin, yer değiştirme sırasında Ermenilere iyi bakamamış olduğunu” söylemenin anlamsız olacağını ifade etti. Yer değiştirme sırasında parası olan Ermenilerin, gidecekleri yere trenle gitmelerine izin verildiğini kaydeden Lewy, “Osmanlıların soykırım gibi bir niyetleri olsaydı böyle bir şeye izin verilmeyeceğini” vurguladı.

24 NİSAN 2008- Gündüz ezdiler gece yaktılar.
Ermenistan'ın başkenti Erivan'da sözde Ermeni soykırımı resmi törenlerle anıldı. Ancak resmi tören tahrik ve saygısızlıklarla doluydu. Dün sabah yapılan törende yere bir Türk bayrağı serildi ve 10 binlerce Ermeni Ay yıldızlı bayrağımızın üzerine basarak geçti. Tahrik akşam da sürdü. Bu kez de Türk ve Azerbaycan bayrakları yakıldı. Devlet eliyle böyle bir provokasyon yapılması büyük tepki geçti. Bu tahrik Türkiye'nin ve Türk halkının sabrını taşırdı...
Her yıl olduğu gibi bu yıl da binlerce kişi sözde Ermeni soykırımının 93`inci yıldönümü nedeniyle düzenlenen anma törenine katılmak için 1965 yılında inşa edilen Soykırım Anıtı`nın önünde toplandı. Resmi törende Türk bayrağı yere serilerek, çiğnendi.
Ancak bardağı taşıran son damla akşam saatlerinde yaşandı. Akşam devam eden anma gösterilerinde Türk bayrağı ve Azeri bayrakları yan yana koyularak ateşe verildi.
Erivan dışında birçok Avrupa ülkesinde de Ermeniler sözde soykırımı anmak için toplantılar yaptı. Toplantılarda Türkiye aleyhine sloganlar atıldı. Dün de Erivan'da yapılan gösteride yine Türk bayrağına hakaret edilmişti. Göstericiler Türk bayrağını yakmışlardı.
Anıta kırmızı ve beyaz karanfiller bırakan kalabalık, sözde soykırımda kaybolanların anısına yanan meşale önünde saygı duruşunda bulundu.
Ermenistan`ın yeni Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan da eşiyle birlikte anıta çiçek bıraktı ve din adamlarıyla birlikte dua etti. Ülke genelindeki okullardan gelen öğrenciler ve sivil toplum örgütlerinden temsilcilerin yanı sıra diasporadan gelen çok sayıda Ermeni de anma törenlerine katıldı.
Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, 1915 olaylarıyla ilgili iddiaların uluslararası platformlarda tanınması ve bu olayların kınanması konusunun ülkesinin dış politika gündeminin ayrılmaz bir parçası olduğunu söyledi. Sarkisyan, "Ermenistan, tarihi adaletin yerini bulması yönündeki çabalarını ikiye katlamalı" dedi.
Sarkisyan, 1915 olaylarının yıldönümü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Ermeni iddialarının birçok ülke tarafından tanındığını öne sürdü.
"Amaçlarımız arasında kin veya intikam namına bir şey yok. Şimdi masum kurbanların anısını koruyarak, Türkiye ile önkoşulsuz olarak ilişkileri normalleştirmeye hazırız" ifadesini kullanan Sarkisyan, "Ermenistan devletinin olmadığı durumlarda bu tür durumlarla karşılaşılabileceğini, bu nedenle devletin geliştirilmesi ve güçlendirilmesinin önemli olduğunu" belirtti.

25 NİSAN 2008- Erivan'da Türk bayrağı çiğnediler.
Ermenistan’ın başkenti Erivan’da sözde “Ermeni soykırımı” için anma merasimi düzenlendi. Tören sırasında bazı radikal Ermenilerin Türk bayrağını yere koyarak ayakları ile çiğnedikleri görüldü. Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ve Başbakan Tigran Sarkisyan’ın da katıldığı törende, Erivan’daki sözde “Soykırım Anıtı” ziyaret edildi. Ermeniler, 24 Nisan 1915’te 1,5 milyon Ermeni’nin katledildiğini iddia ederek bugünü “Soykırım Günü” ilan etmişti.
Sarkisyan, soykırım iddialarının kınanması konusunun ülkesinin dış politika gündeminin ayrılmaz bir parçası olduğunu söyleyerek, “Ermenistan, tarihi adaletin yerini bulması yönündeki çabalarını ikiye katlamalı. Kin ya da intikam amacımız yok. Türkiye ile önkoşulsuz olarak ilişkileri normalleştirmeye hazırız” dedi.

20 MAYIS 2008 - Parasını verelim arşivleri açın.
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Yusuf Halaçoğlu, Boston’daki Ermeni arşivinin tasnif edilip açılması için 20 milyon dolar yardım teklif etti.
Prof. Halaçoğlu, söz konusu arşivlerde, hem halen Anadolu’da yaşayan 500 bin civarında Ermeni hem de 1915’te yaşanan tehcirle ilgili çok önemli belgeler bulunduğunu iddia etti. Ancak Prof. Halaçoğlu’nun bu teklifine, şu ana kadar Ermeni diasporasından olumlu ya da olumsuz herhangi bir yanıt gelmedi.
DİASPORA Ermenilerinin eleştirileri karşısında sürekli savunma pozisyonunda kalan Türk Tarih Kurumu ve Başkanı Prof. Yusuf Halaçoğlu, çeviriler, belgeler ve raporlarla karşı atağa geçiyor. Bugüne kadar Türk tarafına yöneltilen "Arşivleri açın" çağrısını, karşı atakla diaspora Ermenilerine yönelten Prof. Halaçoğlu, 1915’te yaşanan olaylar hakkındaki en önemli kaynaklardan birisi olan Boston’daki Ermeni arşivinin açılması için, karşılıksız olarak 20 milyon dolar vermeye hazır olduklarını söyledi.
Kimseden ses çıkmadı.
Prof. Halaçoğlu, "Taşnak arşivlerinin açılması için 20 milyon dolar para teklif ettim. Bu parayla arşivdeki belgeler rahatlıkla tasnif edilebilir, ama buna kimse yanaşmadı" dedi. Prof. Halaçoğlu, şöyle devam etti: "Boston’daki Taşnak arşivi son derece önemli. Bugün merak edilen pek çok sorunun cevabı orada var. Benimle görüşmeye gelen gazetecilere ve Amerikan Temsilciler Meclisi üyelerine teklifimi apaçık söyledim. Ayrıca, tarihçi Ara Sarafian’dan ve Hilmar Kaiser’den de bu teklifi oradaki arkadaşlara iletmelerini istedim. Bugüne kadar Taşnaklar, ’Paramız yok, arşivi tasnif edemiyoruz; tasnif edemediğimiz için de açamıyoruz’ diyorlardı. Ben bunun için açıkça, ’Ne kadar para gerekliyse biz verelim. Yeter ki arşiv açılsın’ dedim. Ama ses çıkmadı."
Bu arşiv çok önemli.
Diaspora Ermenilerinin bugüne kadar Osmanlı arşivlerinin açık olmadığına dair propaganda yaptıklarını savunan Prof. Halaçoğlu, şunları söyledi: "1915’te olup bitenleri, ne kadar Ermeni’nin öldüğünü, ne kadarının göç ettiğini anlamak istiyorsak, bu arşiv mutlaka açılmalı. Biz Amerikan, Rus, İngiliz, Fransız ve İran arşivlerine girdik, araştırmalarımızı yaptık, belgelerimizi topladık. Ben, ’1915’te Ermenilere ne oldu’ sorusunun cevabını arıyorum. Ne var ki, çok önemli üç arşivden faydalanamıyoruz. Çünkü Erivan’deki ve Boston’daki Ermeni arşivleri kapalı. Kudüs’teki Patrikhane Arşivi ise sadece belli kişilere açık. Bize Osmanlı arşivlerini hususunda demediklerini bırakmayanlar, bu arşivlerin kapalı olduklarını bildikleri halde ses çıkartmıyorlar."
Ermeniler yanaşmıyor.
Arşivlerin açılması durumunda asıl tartışmanın başlayacağını belirten Prof. Halaçoğlu, "Bu doğrudan doğruya soykırım iddialarının tartışmaya açılması anlamına gelecek. Ermeniler bunu çok iyi bildikleri için istemiyorlar ve masaya oturmamak için her şeyi yapıyorlar" dedi.
Anadolu’da 500 bin Ermeni var.
Prof. Yusuf Halaçoğlu, Anadolu’da yaşayan Ermenilerin sayısı konusunda da ilginç şeyler söyledi. Lozan’daki anlaşmaya göre, azınlık statüsüne sahip 60 bin Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı Ermeni’nin yanı sıra, Anadolu’da da 500 bine yakın Ermeni’nin yaşadığını iddia eden Prof. Halaçoğlu, şunları söyledi: "Arşiv kayıtlarına göre, 1915’teki tehcir sırasında 90-95 bin civarında Ermeni çocuk ve kadın, Müslüman aileler tarafından korunuyor ve zamanla Müslümanlaşıyor.
İsim değiştiren çok.
Bir de, tehcirden ve tehcir sırasında yaşanan saldırı ve katliamdan kurtulmak için kendilerini bölge halkından göstererek yerlerinde kalanlar var. Bunlar isimlerini değiştiriyorlar ve varlıklarını öyle sürdürüyorlar. Hrant Dink ve ailesi bu gruba dâhildi. Bunlar 70’lerin ortalarında isimlerini değiştirip yeniden Ermenice isimler almaya başladılar. Anadolu’da kimin Ermeni olduğunu herkes bilir. Hrant bunların sayısının 500 bin civarında olduğunu söylüyordu. Amerikan arşivlerine filan bakınca bunu apaçık görüyorsunuz zaten."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder